Sosyal medyada paylaşılanlardan yola çıkarak,  ilk defa TEDX’i geçtiğimiz cumartesi günü, izleyenlerdenim. Kırılma Noktasını konu alan Zorlu Psm’de,  “TEDX2019” 3 farklı oturumla gerçekleşti.  Gitmek mi, kalmak mı?’yı konu alan Vittorio Zagaia ,  Umay Yılmaz’sa “Mars’a gitmek çözüm mü?” diye sordu. Bu ülkenin, büyük binalarla değil, büyük insanlarla yükseleceğini konu alan konuşmacı “Erkan Şahinöz”,  eğitim sisteminin insan hayatındaki önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. Aykut Kadir Kurt,  “Belki de Sensin” Kök hücre bağışıyla ilgili farkındalık yaratmaya çalıştı.

BELKİ DE SENSİN!

Çocuklar ölmesin diye, Kök hücre donörlüğüne teşvik için, farkındalık yaratmaya çalışan  ‘Belki de Sensin’ kampanyasını TEDX2019’da  dile getiren kurucu Aykut Kadir Kurt,  Eşi Dilara Kurt ile nasıl tanıştığını, 8.5 aylık hamile olduğu sırada kendisinin de lenfoma kanserine yakalandığını öğrendikten sonraki hiyakesini anlattı. Belki de Sensin’i Aykut Kadir Kurt,  Eşi Dilara Kurt ve  arkadaşları Serkan Ünvermiş, Beste Diriöz tarafından 3 yıl önce kurulmuş.  Amacı ise Lösemi hastaları için donör eksikliğine dikkat çekmek ve bilgilendirmek.

 

Barış Erdoğdu ve Yusuf Çavdar’ın yatırımıyla; mimarisi, ekibi, yöneticileri, menüsü, lezzetleri, eğlence anlayışı kazandıran Mitte, 2015 yılında açılan  bu anlamda restoran ve butik gece kulübü. Yeni sezonu mekanın mimarı Sami Savatlı’nın ilham veren tasarım anlayışı ile karşılamış. Şehrin tarihi ve kültürel dokusunu yaşamak için ideal yer Karaköy’de gözde mekan “Mitte”, 2019 kış sezonunda menü ve dekorasyonunda önemli değişiklikler yapmış. Mitte Karaköy, Fine dining kodlarında restoranı ile oldukça iddialı olacak gibi duruyor.

Uzakdoğu ve Hint mutfaklarının en seçkin tatlarını sunan  Yeni Mitte’nin , yeni menüsu İrem Esen ve mutfak ekibinin bir yıl boyunca yurt dışında, Uzak Doğu restoranlarındaki deneyimleri ve şef eğitimlerinin sonucunda oluşturulmuş.  Yıl boyunca önemli yerli ve yabancı DJ’lere ev sahipliği yapan gece kulübünün güncel DJ programını instagram sayfasından takip edebilirsiniz. Salı günlerine özel sınırsız “Sushi Tuesday” ise, akşam servisinde sushi severler için güzel bir fırsat.

İzmir Alsancak’da Folkart Vega’nın basın davetinin ardından kiraladığım bisiklet antremanından ertesi hafta, Küresel dünyanın en önemli başkentlerinden birinde, Londra’da, hemen her yerine bisikletle gittim. Yılmaz Murat Bilican’ın yazısından yola çıkarak Londra’nın bir büyükşehir olarak ulaşımda neleri başardığını, ne gibi sıkıntıları olduğunu biraz olsun anlama şansı bende buldum.

BİSİKLET KİRALAMAK LONDRA’DA ÇOK KOLAY AMA

Satander Cycles adındaki bisiklet kiralama istasyonlardan bisiklet kiralamak Londra’da çok kolay. Bunun için bir karta ihtiyacınız var. Bu uyarıda bisiklet kiralayabilmek için 18 yaşında olmanız ve bisiklete binmek içinde en az 14 yaşında olmanız gerektiği yazıyor. Dikkat edin ben gibi London of Tower’a da gideyim derseniz,  saat başına yaklaşık, 2 pound şarj ediyor. Fazla tutarı , kredi kartı ektresinde görünce biran şok oldum.

Bisiklet kazalarını ve bisikletli ölümlerini bitirmek için kamyonculara ve belediye otobüsü şoförlerine eğitim verilen şehirde dolaşmak durumunda kalan kamyonlar için, trafikte bisikletlileri daha kolay fark edebilmeleri için özel kamyon tasarımları geliştirilmiş. Bütün kırmızı ışıklarda, bisikletlere en öne geçme ve orada beklemeleri için işaretleme yapılmış. Kent merkezine özel otomobillerin daha az girmesi için bir çok caydırıcı önlemler alınmış, böylece toplu taşıma araçları ve bisikletler biraz daha rahatlatılmış.

Şehir merkezinde polisin bisikletle kasksız gezilmesine izin vermediği Londra’da, özellikle de merkezi yerlerde trafik , çoğu zaman tıkanma derecesinde yavaşlasada, Bisiklet bu sıkışıklıkta en hızlı araçtı.

Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel, bu yıl Ramazan Ayı’nda misafirlerini Akdeniz ve Mezopotamya’nın lezzetleriyle buluşturan “İftar Menüsü”nü mideyi yormayan ve serinletici özellikler taşıyan lezzetlerden ilham almış.

Ramazan ayının coşkusunu sağlıklı ve rahatlatıcı lezzetlerle yaşamak isteyenler için iftar sofralarında, “Beykoz, Beylerbeyi, Kadıköy” adlı 3 farklı menü seçeneği vardı. Ramazan ayı boyunca grup yemeklerinde Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel’i tercih edenler, marina manzarası eşliğinde ödüllü şef Mehmet Yalçınkaya’nın mutfağından çıkan menü eşliğinde klasik iftariyelerin dışına çıkarak misafirlerini Akdeniz ve Mezopatamya’ya özgü otlar, zeytinyağlılar, soğuk şerbetler ve dondurma sunumlarından oluşan farklı lezzet miraslarını tattırıyor.

Uzun zamandır güzel film yok diyenlerdenseniz, 1 Haziran’da vizyona giren filmi nihayet bu haftasonu izleyenlerdenim.  Doğada hayatta kalma mücadelesi veren film “Sürükleniş”  duygusal bir aşkı da anlatıyor. Denizcilik hayatına meraklı olanları seyircileri bir yandan, kasırgadan sonra kendini teknede tek başına bulan Tami’nin (Shailene Woodley) okyanustaki yaşam savaşına tanık ediyor. Diğer yandan, sık sık geçmişe dönüyor ve Richard (Sam Claflin) ile Tami’nin romantik ilişkilerinin öyküsünü, yolculuk öncesi ve sonrası yaşadıklarını seyrediyoruz. O yüzden film, iki kulvardan akıyor.

HAYATTA KALMAK VE AŞKIN GÜCÜ…

1983 yılının eylül ayında Tahiti’den San Diego’ya giderken denizlerde çok nadir görülen bir kasırgaya yakalanan Tami Oldham ile Richard Sharp’ın gerçek hikâyesinden yola çıkan “Sürükleniş”, “flash-back” ve halüsinasyon sahneleri başta olmak üzere türün bütün klişelerini hayata geçiriyor…

İzlandalı Baltasar Kormakur, “101 Reykjavik” gibi festival filmleriyle başladığı kariyerinde dram, komedi, gerilim ve aksiyonları denemiş bir yönetmen. 2012 tarihli “The Deep”te de denizde geçen bir yaşam mücadelesini anlatan Kormakur, geniş bütçenin ve görüntü yönetmeni Robert Richardson’un katkısıyla başta kasırga sahnesi olmak üzere üstüne düşeni yerine getiriyor.

Dün aksam yine yaşasın tiyatrolar diyerek şehir tiyatrolarından “Ay Işığında Şamata” adlı oyunu Harbiye Açık Hava Tiyatrosunda izleyenlerdenim.  Konusunu hiç okumadan bilmeden gittiğim oyunda tam arada yağmura denk gelmek büyük şansızlıktı. Yağmur çamur demeden  keyifle seyrettiğim oyun 2 perdeden oluşuyor, oyun yazarı ise Haldun Taner, yöneten Naşit Özcan.

İlk perde de anlatıcı bize Çalışkur apartmanının dejenere sakinlerini tanıtıyor. Apartman sahibi Cemil Çalışkur düzenbaz bir müteahhit, karısı sonradan görme Suzan ve şımarık kızları Beyhan. O gün tüm apartman sakinleri Beyhan’ın doğum günü partisi için terasta toplanıyorlar. Kürtajla zengin olan Dr. Ephem, aşırı disiplinli Paşamız, röntgenci yaşlımız Hicabi Bey,Amerika’da 25 yıl geçirip tatil için ülkelerine dönen Amerikanlaşmış Erol ve Aygen,yurt dışından kaçak mal getirip eniştesinin işyerinde satan ve eniştesiyle fingirdeyen Özge vs. tümüyle yozlaşmış karakterlerle örülü yapmacık bir doğum günü partisi izliyoruz.

Parti bittiğinde oyuncular selam veriyor, şaşırıyorsunuz, oyun bu kadar kısa ve tek perdelik miydi? Hem ne oldu şimdi? O sırada aynı hislerle bezeli seyirciler de oyunculara itiraz ediyor. Tabi o itiraz eden seyirciler de oyuncu. Konuşma ve ses tonlamalarından oyuncu olduklarını anlıyorsunuz, ama yine de baya ağır eleştiriyorlar oyuncuları.

Oyunun müziklerinden karakterlerin neden bu kadar dejenere olduklarına kadar, hatta oyunun iyi karakterler örnek olması gerekirken aşırı yozlaşmış karakterlerle kötü örnek olduğuna kadar getiriyorlar işi.

Tabi geriye yapılacak tek şey kalıyor. Seyircinin isteği doğrultusunda oyunu yeniden oynamak. Tüm karakterler bir önceki perdedeki hallerinin tam zıddını oynamaya başlıyorlar. Oyunun güldürü kısmı da iki perde arasındaki bu farktan kaynaklanıyor.

 

 

Komedyen Ata Demirer yeni filmi için kamera karşısına geçmeye hazırlanıyor. Ünlü komedyen Ata Demirer, yeni filmi Hedefim Sensin’in müjdesini Instagram hesabından hayranlarıyla paylaştı.

ATA DEMİRER YENİ FİLMİ “HEDEFİM SENSİN”İN ÇEKİMLERİNE BAŞLIYOR

Sahilde kumlara “Hedefim Sensin” yazıp video çeken ünlü komedyen, o görüntüleri “Gençler hazır mıyız? ‘Hedefim Sensin’in çekimleri için geri sayım başladı. Sinemalarda buluşmak üzere” notuyla sosyal medyada paylaştı. 45 yaşındaki komedyenin hem senaryosunu yazdığı hem de başrolünü üstlendiği ‘Hedefim Sensin’ filminin yönetmenliğini Kıvanç Baruönü yapacak.

 

27 Nisan Cuma akşamı, Robert Dubac’ın yazdığı, Erdal Beşikçioğlu’nun yönettiği “Oksimoron”un TİM Show Center’da galası gerçekleşti. Emre Karayel’in yoğun ilgi gördüğü oyunda, hayatın en doğal ‘oksimoron’unu, kadın ve erkeği merkezine alarak “Kadın ne ister?” sorusuna eğlenceli bir yorum getirmiş.

EMRE KARAYEL, YENİ OYUNUNDA KARAKTERDEN KARAKTERE BÜRÜNMÜŞ!

Sahnede bir tahta, tebeşir, koltuk, askılık, kitaplar, pizza kutuları ve içki şişeleriyle dekore edilen oyuna, Emre Karayel “Kafam olsaydı aşksız kalır mıydım?” sözlerini içeren şarkısıyla başlıyor. Kadın-erkek ilişkilerini bir ayrılık hikâyesi üzerinden sorgulayan oyuncu, Oksimoron’da izleyenleri 75 dakikalık bir yolculuğa çıkıyor. Sevgilisinin 15 gün sonra arayacağım diyerek terk ettiği ve adamı “Kadınlar ne ister?” sorgulamasına ittiği anın son 1 saatine dahil ediyor.

‘Oksimoron’ nedir?  XX ve XY, iki farklı kromozom dizisi. İki farklı cinsiyet, iki farklı bakış açısı: Kadın ve erkek! Doğal oksimoron… diyerek  sorusuna açıklık getiren  Emre Karayel,  bir ilişkinin ancak “denge” olduğunda sürdürülebileceğini de fark ediyor. Bunu yaparkende ayrıca karakterden karaktere bürünmüş. Bazen bir çocuk, bazen kadın sesi, kimi zaman yaşlı bir amca, bazen odacı, bazen de bitirim delikanlı oluyor. Muthiş eğlenceli oyunda umudunuzun artacağı garanti…

 

 

Yönetmenliğini Engin Alkan’ın üstlendiği oyunda romanın ana karakteri Maria Puder’i Tuba Ünsal canlandıran ‘Kürk Mantolu Madonna’ bu kadar ilgiye değecek bir oyun muydu derseniz, kesinlikle evet!

Okuyanlar bilir,  Sabahattin Ali’nin çok okunan ve bir o kadar da konuşulan eseri Kürk Mantolu Madonna, tam bir usta işi. Özenle yazılan karakterler, döneme ışık tutan betimlemeler ve durum analizleri yer alıyor. Az diyalog barındıran eseri,  tiyatroda sahnelenmesini uyarlayan ve yöneten Engin Alkan, bu işi oldukça iyi başarmış.

Dekorun sade fakat bir o kadar da dolu dolu olması, sahne geçişlerde ışık oyunları kullanılarak uzun süreler harcanmaması biz izleyicileri mest eden küçük detaylardan yalnızca birkaçı.  Ayrıca filminin çekilecek olması oyundan kalanlar arasındadır. Birçok başarılı filme imza atan yönetmen Fatih Akın ile Ay Yapım’ın işbirliği sonucunda Kürk Mantolu Madonna’yı vizyonda izleyeceğiz.

 

5327NqO1Ud1E5_3

5327ze3nUSE85_2

5327vdF3ii4o5_4

5327UQ65vm8O5_5

 

Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı Bora Seçkin’in yönettiği Matruşka adlı 2018’in yeni oyunu seyirciyle buluştu.

Cem Karakaya ve Derya Yıldırım’ın oynadığı oyunda ise  Bir kadın… bir erkek… bir ilişki…  mercek altına alınmış. Kavgalar, çatışmalar, ayrılıp barışmalar, kopamayışların konusu işleniyor. Varoluştan bugüne değişmeyen rutine, iki insanın birbirini tanıma, anlama, bir arada yaşama mücadelesine yeniden ve farklı bir yorumla yaklaşan Matruşka, ilişkilerde ideali arama uğraşını dile getirmiş.