2019 yazına damga vuran Kenan Doğulu’yu sevmeniz için 5 geçerli neden:

– En yeni teknolojilerle özel sahne şovları

– Kenan Doğulu’ya eşlik eden 26 kişilik dev orkestra

– 3,5 saatte sahnede kalarak 40 şarkı performansı

– Özel görsel efektler ve  yenilikçi konserler

– Konser boyunca enerjiyi yüksek tutarak seyirciyi müziğe ortak etme

DOĞULU SAHNESİ’Nİ ÖZEL YAPAN ŞEYLER

Konserinde  “On’lar A Capella” düeti kulakların pasını silen Kenan Doğulu, her konserinde konuklarına sürprizler yaşatıyor. Doğulu sahnesi, büyük ilgi gören ve çok sevilen 9 kişiden oluşan On’lar A Capella grubunu konuk etti. Kenan Doğulu ve On’lar A Capella grubunun sahne önünde “Bal Gibi”, “Aşk Oyunu”, “Aklım Karıştı” ve “Aşk Oyunu” şarkılarını sadece insan sesleri kullanarak hazırladığı akapella bölümü seyirciden büyük alkış aldı.

Konserde piyanoda Ozan Doğulu, kanunda Hakan Güngör, perdesiz gitarda Cenk Erdoğan, çelloda Yasemin Özler Kenan Doğulu sahnesine konuk olarak uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir performansa imza attılar.

Kenan Doğulu, konserinin sonunda hiç kesilmeyen alkışlar üzerine 2 kez bis yaparak “Pamuk” ve “Kalp Kalbe Karşı” şarkılarını seslendirdi.

 

Tuncer Cücenoğlu’nun yazdığı Bora Seçkin’in yönettiği Matruşka adlı 2018’in yeni oyunu seyirciyle buluştu.

Cem Karakaya ve Derya Yıldırım’ın oynadığı oyunda ise  Bir kadın… bir erkek… bir ilişki…  mercek altına alınmış. Kavgalar, çatışmalar, ayrılıp barışmalar, kopamayışların konusu işleniyor. Varoluştan bugüne değişmeyen rutine, iki insanın birbirini tanıma, anlama, bir arada yaşama mücadelesine yeniden ve farklı bir yorumla yaklaşan Matruşka, ilişkilerde ideali arama uğraşını dile getirmiş.

Farklı bir ortamda (Ülker Arena Spor’da) UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girişinin  20. yılı vesilesiyle “Troya” yeniden izleyicisiyle buluştu.  Kıyafetleri polemik konusu olan “Anadolu Ateşi” kadar Troya’ya da ilgi yoğundu. TROYA efsanesine, Anadolu Ateşi Dans Topluluğu, birlik ve beraberlik üzerinden yeniden hayat vermiş.

Hitit Kralı Tuthalia’dan, Akhileus’a, Büyük İskender’den Roma İmparatoru Sezar’a, Pers Kralı Kserkses’den Bizans Kralı Konstantinus’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Mustafa Kemal Atatürk’e kadar çağlar aşan dünya liderlerinin düşlerini süsleyen ışıklı şehir aslında: TROYA
Hummalı bir çalışma, tarihin görmezden gelinmesine karşı müzikal bir başkaldırı.

ESKİLERDEN YENİLERE

16 yaşında yazdığı, ilk albümünde yer alan “Aşk Oyunu”, ‘Gelinim’, ‘Sımsıkı Sıkı Sıkı’, ‘Aşkkolik’, ‘Aşk Oyunu’, ‘Can Bebeğim’, ‘Baş Harfi Ben’ gibi birçok hit parçasının caz müzik formunda yeniden düzenlenmiş.  Yeni albümüne isim veren ‘İhtimal’ şarkısını da ilk kez seslendiren sanatçının albumu canlı canlı ilk kez görücüye çıktı.

DERS GİBİ KONSER

Yakın dönemde kapatılacağına dair söylentiler olan Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’na yıllar önce kesilen bir ağaç için yazdığı ‘Koca Çınar’ şarkısını, ithafen söyledi.

Türkiye medyasında yaptığı siyasal çizimlede geniş yer bulan,  sosyal medyada paylaşım rekoru kıran, Global Karaköy ‘ü tanımamıza vesile olan esrarengiz sanatçı Banksy Istanbul’da!

Açılışın ardından entelektüelmiş gibi yapılan Turkish Art Scene insanlarımızın yaptıkları  tüm elestrileri okudum ama sergiye gitme kararımdan tabi ki de vazgeçirmedi. Giriş ücreti için ödediğiniz paradan sonra ister istermez herkesin beklentisi yüksek oluyor. Ama ben bir sekilde o olayı çözdügüm icin biletin ederine takılmadım.

85 Eserle İstanbul’da

Kendini genelde gaz maskesiyle gizleyerek poz veren sanatçı, grafitiyi sokak sanatına dönüstürmüş. 85 eserle İstanbul’a gelen, haberi olmadan açılan sergi gidenler için ayrı bir gizem doğurmuş. Sergi öncesi de  sonrası kadar sokak sanatında kullandığı dil, politik, kapitalizm ve savaş karşıtı cizimler tüm topluma bir mesaj iletmeye çalışıyor.

Yaptığı çalışmasıyla İngiliz grafiti sanatçısı Banksy

En-güzel-Banksy-çizimleri-1

En-güzel-Banksy-çizimleri-1

En-güzel-Banksy-çizimleri-2

En-güzel-Banksy-çizimleri-3

En-güzel-Banksy-çizimleri-4

En-güzel-Banksy-çizimleri-5

En-güzel-Banksy-çizimleri-7  En-güzel-Banksy-çizimleri-9

En-güzel-Banksy-çizimleri-11

 

Bugünlerde oldukça popüler olan,  son zamanlarda modern sanat enstalasyonları olarak sıkça karşımıza çıkan Neon ışıkları,  Amerikan filmlerinden aslında tanıyoruz.

37 senedir filmlere,  fotoğrafçılara ve mekanlara ikonik parçalar yaratan ve toplayan  59 yaşında yaşamını yitiren  neon ışık tasarımcısı ‘Chris Bracey’ kendine ‘The Neon Man’ dedirtecek derecede ‘neon ışık’ olayını çözmüş. LasVegas’ın meşur ışıklarını müzeye taşıyan ışık tasarımcısının ‘Londra’da sahibi olduğu dükkanın ismi ise ‘God’s Own Junkyard’

Sosyal medya hesabında yaptıklarına dair cok fotografı olmasada etiketlenen fotograflara bakarsanız bayılacaksınız …

Londra’ya yolunun düştüğü ilk fırsatta  görülmesi gereken yerler arasında

Gods Own Junkyard Unit 12 Ravenswood Industrial Estate Shernhall Street London E17 9HQ

Screenshot_4

img_3705167

braceysigns12

cb3  GodsOwnJunkyard_RG005

Gods-own-junk-yard-03-670x502

neon

p.txt

Screenshot_5

Daha önce Berlin’e ışık saçan  ‘Zero’ sanat akımı şimdi ise Sakıp Sabancı Müzesi’nde.

Serginin küratörlüğünü ise Zero Vakfı yöneticisi ve küratör Mattijs Visser üstleniyor.  10 Ocak 2016 tarihine kadar açık kalacak sergi de geleneksel manzara resimleri veya portreleri görmeyi arzulayanlar bu sergiden hayal kırıklığı ile ayrılabilirler.  Çünkü Zero, savaşlar ve sanat tarihi yüklerini üzerinden atıp yeni bir oluşuma kanat açmaya çalışan bir sanat akımı sergisi.

Zero Sanat Vakfı Temsilcisi ve Stockholm Modern Sanatlar Müzesi Müdürü ‘Daniel Birnbaum’ akımı 2. Dünya Savaşı sonrası  iflas eden Alman kültürüne karşılık sanatçıların  karamsarlığı silmek amacıyla  değil çağın yansıması, yapılmamışı yapmanın resmi  diye  adlandırıyor. Farklı tekniklerle 100’ün üzerindeki eserler tüm sınırları zorlayarak tüm dünyada yankı bulmuştu.

 

Screenshot_3Screenshot_6Screenshot_8Screenshot_10

Müzeler, yapılan seyahatlerde gezilen şehirlerin en ilgi çekici ve görülmeye layık olan yerlerindendir. Ayrıca müze ziyaretleri bir şehri ve bir kültürü tanımanın da en güzel yollarından bir tanesidir.

BRITISH MUSEUM, LONDRA

1753 yılında kurulan British Museum, dünyanın en eski ve en büyük müzelerinden biri. Sekiz milyonun üzerinde bir koleksiyona sahip olan müzede eski çağ uygarlıkları, sikkeler, çizim ve sanat eserleri bölümleri bulunuyor. Reşit taşı, Asur kabartmaları, gemi mezarlığı ve 4 bin yıllık paralar müzenin en önemli eserleri arasında yer alıyor. Anadolu topraklarına ait birçok tarihi eserin yer aldığı müzeyi Londra’da ücretsiz ziyaret edebiliyorsunuz.

LOUVRE MÜZESİ, PARİS

Dünyanın en ünlü müzelerinden biri olan Louvre, her ayın ilk pazar günü ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Da Vinci Şifresi kitabından sonra popülaritesini iyice arttıran Paris’teki bu müzede 35 bin sanat eseri bulunuyor. Bu sanat eserlerinin içerisinde en önemli olanı ise Mona Lisa tablosu.

 

VATİKAN MÜZESİ, VATİKAN

Vatikan müzesinin koleksiyonunda dünyaca ünlü heykeller ve Rönesans sanatının ünlü sanatçıları Michelangelo, Leonardo da Vinci ve Raphael gibi isimlerin başyapıtları sergileniyor. 1503 yılında Julius II tarafından oluşturulan müzeye her yeni papa döneminde çok önemli sanat eserleri kazandırılmış. Müze kompleksinin en dikkat çeken noktaları Sistine Şapeli ve Raphael’in odalarıdır. Vatikan Müzesi’ni her ayın son pazar günü ücret ödemeden dolaşabiliyorsunuz.

 

 

Pera Müzesi kuruluşunun 10. yılını, 5 Haziran günü sanatseverlerle birlikte renkli etkinliklerle kutladı.  Doğum günü partisi gece saat DJ Kulakkurdu ve DJ Yabancıdeğil’in müzikleri eşliğinde devam etti.

Pera Cafe’de DJ Kulakkurdu ve DJ Yabancıdeğil’in performansları eşliğinde saat 19:00’da başlayıp gece 01:00’a kadar devam eden halka açık bir parti düzenlendi. Partiye katılanlar Afrika müziklerinden Funk’a, Blues’dan Electropop’a, Reggae’den Hip Hop’a uzanan farklı müzikler eşliğinde hareketli saatler geçirdi.

Küçük Mutluluklar Diyari

Grayson Perry: Küçük Farklılıklar sergisi, 13 Mayıs’ta Pera Müzesi’nde kapılarını açan iki sergiden biri. Eserlerinin her birindeki ince detaylar, sergiyi on kez de gezseniz yeni bir şeyler bulabileceğiniz cinsten! Aklnızdan çıkmayacak bu sergiyi gezmek için hala vaktiniz var.

Screenshot_2

Screenshot_1

 

 

“Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları” sergisi İstanbul’un mimari, tarihi, sanatsal ve kültürel hazinesini geliştirmeyi hedeflerken, İstanbul’un çok da bilinmeyen yüzünü gün ışığına çıktı.

SERGİ INTERNETTE DEVAM EDIYOR

Bugün hâlâ Sultanhamam, Eminönü, Karaköy, Beyoğlu, Tarlabaşı, Sıraserviler, Pangaltı, Adalar, Boğaziçi, Kadıköy çevresinde bütün görkemiyle ayakta duran ve bu bölgelerin günümüzde de geçerliliğini sürdüren mimari karakterinin oluşmasını sağlayan iş hanlarının, apartmanların, okulların ve kiliselerin mimarlarının toplum tarafından tanınmıyor olduğu fikrinden yola çıkan sergi, alanında bir ilk olma özelliği de taşıdı.

Sergiyi kaçırmış olanlar, web adresinde adreslerinden ziyaret edebilir.