Bugün Fransa deyince birçoğumuzun aklına muhtemelen ilk Paris gelse de, geçtiğimiz günlerde Fransa’nın Paris dışındaki şehirlerini gezip görme fırsatı buldum. Fransa’nın 18 bölgesi de birbirinden güzelken ve her bölgenin de kendine has karakteristik özelliklerine bir kez daha hayran kaldım. Bu sefer ki durağım: Fransa’nın kuzeyinde, Bretanya ve Normandi’ya bölgesi oldu.  

Bretanya ve Normandi’ya bölgeleri; uçsuz bucaksız mısır tarlaları, meyve bahçeleri, iki katlı taş evleri ve pitoresk manzaralarıyla meşhur olsa da bugün bölgenin en meşhur yapısı Mont Saint Michel Manastırı ile gezimize başladık.

Fransa turizmi bugünlerde Paris haricinde görülmeye değer yer Mont Saint Michel bölgesine ağırlık verdiği haberlerini daha önce de okumuştum. Tarihi, ünü ve bütün ihtişamıyla yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmuş durumda! Mont Saint Michel’e dilerseniz, arabayla PARİS’ten 4 saat gibi bir sürede, dilerseniz de TGV denilen hızlı trenlerle önce Rennes’e oradan da otobüsle toplam 3,5 saatte Mont Saint Michel’e NORMANDİ  bölgesine varabilirsiniz.

Günümüzde Normandiya’nın simgesi ve bir kültür mirası olan Mont Saint Michel, Guy de Maupassant’ın deyişiyle “devasa granit bir mücevher, oya kadar ince kuleler ve narin çan kuleleriyle dolu” ihtişamlı bir manastır. Mont Saint Michel, Avrupa’nın en şiddetli gelgitlerinin olduğu, tehlikeli bataklıklarla çevrelenmiş ve yalnızca dar bir geçitle ulaşılabilen bir kayanın üzerinden görkemle yükselmektedir. Mont Saint Michel’in bu kadar ilginç ve özel bir yer olmasında bu gelgitlerin (metcezir) rolü büyüktür. Zira bu gelgitler sırasında deniz seviyesi neredeyse 14 metreye kadar alçalırken, deniz de manastırdan 14 kilometre kadar uzaklaşmaktadır. Deniz çekildiği zaman turistlerin rehber eşliğinde etraftaki kumlarda yürüyüş yapması ve yakında bulunan küçük adaya yürüyerek geçmesi de mümkün. 

En Ünlü Hac Yerlerinden


İlk olarak 8. yüzyılda bir ibadethane olarak inşa edilen manastır, zaman içerisinde eklemeler yapılarak bugünkü halini almıştır. Bu küçük adacığa en son yapılan eklemeyse bugün tam tepeden göğe doğru yükselen Neogotik üsluplu manastırdır. Mont Saint Michel Manastırı’nın tepesinde yer aldığı kayanın etrafı, bataklığa gömülme ya da suların yükselmesiyle boğulma riskini barındırsa da Orta Çağ hacıları için en ünlü hac yerlerinden biri olmuştur.