Screenshot_1

Alaçatı aşığı olan kurucularının Ege tutkusu olan tüm misafirlerini her noktada buluşturmaya ve Alaçatı’nın rüzgarını tüm Türkiye’ye dağıtmaya devam ediyor. İzmit’ten yola çıkıp Türkiye’ye hatta dünyaya yayılmayı hedefleyen Alaçatı Muhallbecisi’nin 2016 yılı için hedefi büyük. Toplam 50 Şube ve Büyüme 2016 Sonu Hedefi.  Kısa bir süre sonra Kadıköy’den de esicek.

Küçük yaşlarda iş hayatına atılan ve sahibi olduğu markaya ince dokunuşlarla Alaçatı’nın büyülü ortamını taşıyan yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali Sarı, Ege’nin eşsiz tatlarını tüm dünyaya ve ülkemize tanıtmak istiyor.

Lojistik avantajı sağlamak amacı ile üretim yerini İzmit olarak belirleyen markanın; keçi sütü ve gerçek meyve parçaları kullanılarak üretilen dondurması bir çok farklı sütlü tatlı çeşidi ile  lezzet yelpazesi var. Ayrıca menüsünde Ege kahvaltısı, İzmir’in olmazsa olmazı kumru ve bir çok farklı tat bulunuyor. Yaz – kış farketmez deyip sevenlere  Limonlu dondurma ile kahvaltıların olmazsa olmazsa reçelleri Dogal lezzeti ‘nasıl?’ diye merak edenlere tavsiyemiz.

 

 

timeout-101-lezzet-e1460923462219

Çeşit çeşit  aklınıza gelebilecek her türlü yeme içme öğesiyle, 101 tane markanın olduğu en prestijli etkinlik dün Esma Sultan Yalısı’nda gerçekleşti. Festivalin amacı ise; daha önce deneyimlemediğiniz bir çok lezzeti gelen konuklara değişik sunumlarla tanıtmak.

Fotoğraf çekme arzunuzla birleşecek festivalde, sevdiğiniz lezzetleri, bünyenizin müsade ettiği sürece defalarca denemek isteyebilirsiniz. Ayrıca muhteşem bir partiyle sonlanan festivalde, sağnak yağmur bile gelen konukların keyifini bozamadı.

 

 

Modanın renkli dünyasını kağıtlara aktarabilen Mustafa Soydan,  bu kez de kırmızı ruj severlerin gönlünde taht kuracak çizimler yaptı. Ünlü bloggerların portrelerine ‘Sana kırmızı çok yakışıyor’ dercesine  farklı boyut getirdi.

İLLÜSTRASYONLARI MODA ÜZERİNE

Yaptığı illustrasyon çizimleriyle sosyal medya da yapılan paylaşımlarla Avon’nun yeni ruj serisini tanıttı. Takipçileri tarafından beğeni alan çizimler yine sosyal medya da ve kendi bloggun da paylaşıldı. Daha önce de ünlü kadınların yüzlerini tüm burçlara çizen Mustafa Soydan, modanın renkli dünyasını kağıtlara farklı boyut getirecek şekilde aktarmaya devam ediyor.

Hangisi? Portekizcesi Lisboa olan, lakin “lişbuua” diye okunan şehirin ‘Porto’ ile benzerlikleri İstanbul ile İzmir gibi. Lizbon için 3 gün, Sintra-Cascais-Cabo da Roca turu için 1 günden biraz fazla, Porto için 2 gün, Porto’dan Braga bir gün kalarak  baharı da güzelce karşılayabilirsiniz.

Portekiz’e gidecek olanlar için birkaç tatlı önerimiz var: ilk tavsiyemizse yükünüz hafif enerjiniz ise yüksek olsun.

EN ÜNLÜ PORTEKİZ TATLISI?

Gerçekten çok lezzetli! Pastel de Nata: Yumurtalı muhallebili turtanın en güzel servisi, kalıp hamurda sıcak yapılır. Fırından çıkar çıkmaz üzerine tarçın ve pudra şekeri serpiliyor.

Ye – iç – gez olarak adlandırılan Portekiz’e her gidenin denediği en bilenen tatlısı Nata’yı Lizbon’da 15 no’lu tramla gidebileceginiz en meşur pastanesi Pasteis de Belem’de ve ayrıca yolunuz Sintra’ya düşerse de cafe A Piriquita‘da muhteşem tatlılarından casa do preto‘yu mutlaka yemenizini öneririm.

ŞEHRİN EN TURİSTLİK MEKANLARI

Porto’da Majestic Café ile Lizbon’da  ise Cafe A Brasileria – Confeteria Nacional (1829) –    Pastelaria Suiça (1922) –    Nicola (1787) –    Casa Brasileira şehrin en turistlik mekanları arasında yerini alıyor.

ŞEHİRDE ULAŞIM?

Şehiri doya doya da gezmek için ideal olan Lisboa Card ya da tüm toplu taşımalarda geçerli olan 2 günlük kart almak daha akıllıca çünkü tek yön gidiş ücreti: 2.8€.

Porto’yu en az 1 gün, en turistlik hattı olan Lizbon’u 15 – 28 numaralı tramlarla gezmek muhteşem.

Havaalanlarına ulaşım metroyla da yapılabiliyor. Lizbon’da Sao Sebastiao’dan aktarma yaparak  metro ile maksimum 45-50 dakika.


FADO NEREDE DİNLENİR?

Nam-ı diğer Portekiz’ türküsü. Fado nerede dinlenir diyecek olursanız Lizbon’da 28 no tramla en turistlik hatla birlikte gideceğiniz Clube De Fado’ya sabahtan rezervasyon yaptırmanızı ve gitmeden http://www.clube-de-fado.com/ Fado nedir diye merak edenler için, bakmanızı öneririm.

BACALHAU PİŞİRMENİN 365 YOLU VAR!

Ne yenmeli derseniz: Bir Portekiz restoranına sadece bir kez baktığınızda, hemen Portekizlilerin “bacalhau”yu (tuzlanmış ve kurutulmuş marina balığı) çok sevdiklerini anlayacaksınız. Portekizliler; yılın her gününe bir bacalhau reçetesi için, olduğunu söylüyorlar!

Porto’nun Nam-ı diğer Eyfel’i: Louis Bridge

 

 

Açıldığı günden bu yana, Asya kültürünün zarif dokunuşlarıyla, konaklama sektörüne farklı bir boyut getiren Shangri-La Bosphorus, kalpten gelen bir sıcaklıkla misafirlerini karşılamaya devam ediyor. İstanbul’un en güzel boğaz manzarasına sahip Shangri-La cemiyet hayatının yeni gözdesi.

YÜKSELEN TREND

Asya Kültürüne dair görsel, işitsel ve tatsal açıdan kendinizi özel hissedeceğiniz, Boğaz’ın en güzel konumunda olan Shangri La Bosphorus, Paskalya Bayramı etkinlikleri aysonuna kadar devam ediyor. Ark’ın dingin tınıları eşliğinde, Executive Pastane Şefi Richard Vacher tarafından hazırlanan akşamüstü çay saati, neşeli çikolata tasarımları ile lezzet şöleni çay saatine gelen büyük küçük herkesi mutlu ediyor.

 Stresinizi atmaya yardımcı olan kendine özgü dekorasyonuyla rahatlama adına sınır tanımayan ‘bali masajı’ en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerden belki de biri. Ramada Otel’de deneyimlediğimiz bali masajı , yolunun Endonezya ve Papua Yeni Gine, Tayland’a düşüp deneyimlemiş olanların, oralara gitmenin gerek olmadıgı masaj yaptırma arzusuna başka çare diyebiliriz.

Rahatlamanın sınırı olmayan ortam sayesinde, arong’nuza sarınıp da masaj koltuğuna uzandığınız andan itibaren masajın etkileri adeta başlıyor.

RAHATLAMANIN SINIRI YOK

Bali masajı diğer masaj türlerinden farklı olarak özellikle ‘el – ayak’ bölgesinde yogunlaşıyor. Tüm vücuda hükmedip, gevşetmeyi amaçlayan, kan dolaşımını arttıran, vücutta mutiş rahatlama saglayan sürelerinin ve türlerinin fazlaca olan masajın, faydalarını saymakla bitiremeyiz.

Arzu nesnesi olmaya aday olan Casio g-shock, İstanbul’un martılarından, günbatımından ve gecelerinden ilham alınarak tasarlanan beyaz, kırmızı ve siyah renkli saatler sınırlı sayıda üretildi. Dünyada ilk defa bir şehir için saat üzerine tasarlandı.

Saatlerin İstanbul’daki Önemi

Günler öncesinden  sosyal medya hesabında “İstanbul’u anlatmaya kim cesaret edebilir?” diye soran  ünlü saat markası, İstanbul Aşığı olan seyahat yazarıyla, tanıtıma özel sunum yaptı. İstanbul Aşığı olan Saffet Emre Tonguç,  İstanbul’un kuruluşundan bu yana saatle ilişkisinin her zaman olduğunu dile getirdi.  En eski saatin 1849 yılında İstanbul Modern’nin önünde olduğunu Baylan ailesi tarafından yapıldığını, kuleninde bir süre sonra insanların hayatını şekillendiğini ve buluşma noktasını oldugunu kendıne tarz sunumuyla anlattı.

 

 

 

 

Ayakkabılar biz kadınların olmazsa olmazlarındandır. Kıyafetlerle uyum içinde olmasının kimisi için önemi dahi yoktur. Her rengiyle, kıyafetimize ayrı hava katan hiçte sıradan olmayan bu ayakkabıları ise  ‘Irregular Choice’ markası,  ‘Alice Harikalar Diyarı’ndan esinlenerek yapmış.

Sizi masallar diyarına götürebilecek performans içinde olan bu ayakkabıları sizler de beğenecek misiniz ?

 

 

 

Eskiden ‘İstanbul’ nasıldı diye merak edip de en popüler olan sosyal medya hesaplarını hala takibinize almadıysanız üzgünüz geç kalmışsınız. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş, tarafından da 1940-1970 yılları arasında çekilen siyah-beyaz kartpostal albümü hazırlanarak satışa dahi sunuldu. Sosyal medya adreslerini bir bilseniz eğer favorilerinize  ekler ,  Nereden nereye diye şaşkın içinde olabilirsiniz.

Eskiden İstanbul

Daha önce hiç görmediğiniz sosyal medya da mutlaka takibe almanız gereken  @hayalleme adresinden derlenerek paylaşılan,  o fotograflar …

 

Sevgililerimize jest yapmanın birçok yolu var kuşkusuz ancak tarihteki ünlü kişilerin yapmış olduğu jestler oldukça şaşalı. Birçoğunuz Tarihteki Büyük Aşk  jestlerini bilseniz dahi bu başkaymış diyeceğiniz  o jest:

Mimar Sinan ve Karşılıksız Aşkı

Kanuni ve Hürrem’in biricik kızları olan Mihrimah’ın ismi, kendisi doğduğunda güneş ve ayın aynı anda doğmasından geliyordu. Mihrimah büyüyünce ya Rüstem Paşa ya da Mimar Sinan ile evlenecekti. Ancak annesinin yoğun baskısıyla Rüstem Paşa’la evlendirilen Mihrimah Sultan, Mimar Sinan’ı iki kez huzuruna çağırır ve kendisinin istediği bir yerde külliyesinin yapılmasını ister. İlk külliyeyi 1535’de Üsküdar’da yapan Mimar Sinan ikincisini 1548’de Edirnekapı’ya inşa ettirir. Efsaneye göre; yılın belirli aylarında  özellikle 21 Mart günü (Nisan, Mayıs) bir külliyede güneş batarken diğerinde ay doğuyor. Bunun sebebinin ise Mimar Sinan’ın Mihrimah’a olan aşkından dolayı ismine yapmış olduğu jest olduğu söyleniyor.