
***
Bu hafta gündem İngiltere’de de kafa karıştırıcıydı.
Bir yanda Reform UK lideri Nigel Farage, insan hakları ve mülteci sözleşmelerinden çekilmeyi içeren sert göç planını açıkladı. Öte yandan hükümet, Yüksek Mahkeme’de kazandığı davayla, Essex’teki bir otelde kalan göçmenleri ülkede tutma hakkını korudu—tepki çeken bu karar hükümeti savunma pozisyonuna itti.
Reform UK lideri Farage’in “600 bin kişiyi sınır dışı edeceğiz” çıkışından yalnızca günler sonra, hükümet göç politikalarında “insan hakları yükümlülükleriyle” hareket ettiğini vurgulamak zorunda kaldı. Parti içindeki gerilimler ise şimdilik kameraların dışında tutuldu.
Parlamento’da ise muhalefet lideri, Keir Starmer ve göçmen hakları savunucuları hükümeti köşeye sıkıştırdı. İlk kez uzun süredir sessiz kalan bazı İşçi Partili milletvekilleri, Farage’in popülist çıkışlarını doğrudan hedef aldı. Tartışmaların fitilini, bir insan hakları avukatının parlamentoya sunduğu “hukukun üstünlüğü ve sözleşmelere bağlılık” vurgulu rapor ateşledi.
Reform UK’in yükselişi karşısında defansif bir pozisyona itilmiş görünen Starmer, ekonomide sakinleştirici bir figür olmaya çalışıyor.
Reform UK lideri Farage, İçişleri Bakanı ile birlikte göç politikalarını anlatırken kendi planlarının uygulanabilirliği konusunda yeni soruşturmalar ve hukukî engellerle de karşı karşıya kaldı. İngiltere’nin dört bir yanında düzenlenen protestolarda “İnsan Hakları’ndan çıkış”a karşı sesler yükseldi.
**
Bu arada uluslararası gündemde, Ukrayna ve Gazze için Londra’nın diplomasi masasında nasıl konumlandığı da tartışılıyor.