Mevlevilik tarikatının ibadet ettikleri ve yaşadıkları yer Galata  Mevlevihane’sinde geçtiğimiz pazartesi günü iftar davetine katıldım.

Dış dünyadan farklı olduğu Galata Mevlevihanesi Müzesi bahçe kapısından girmek beni inanılmaz etkiledi.  I. Bayezid (1447 – 1512) döneminde 1491 yılında Şeyhi Divane (Semaî) Mehmed (Çelebi) Dede tarafından İskender Paşa’nın Galata’daki arazisi üzerinde kurulan İstanbul’un ilk Mevlevihanesi ve Osmanlı eserlerinin en önemlileri arasında gösteriliyor.  İftar öncesi Anadolu Kültür Tarihçisi ve Türkolog Ali Canip Olgunlu tasavvuf sohbetine tasavvufa dair unutulmayacak bilgiler ögrendim. Semazenlerin gösteri alanı, dervişlerin çile doldurdukları karanlık oda, mevlevilik ve sanatın iç içe olduğunu gösteren ebru, katı, hat sanatlarının gerçekleştirildiği bölümler, dervişlerin kıyafetlerinin ve her bir öğesinin farklı anlam taşıdığını gösteren kısım, Mevlana’nın eserlerinin orijinallerinin sergilendiği bölümler sizi bu dünyadan ve günümüzden alıp o günlerin mistik ortamı bambaska atmosfer.

Sohbetin ardından Mevlevihane’nin maneviyatına uygun olarak Mevlana Eğitim ve Kültür Derneğine bağlı semazenler yedi bölümden oluşan sema gösterisini icra etti.

TÜRKİYE’DE EN ÖNEMLİ MEVLEVİHANELERİ 

Türkiye’de en önemli mevlevihanenin Konya’daki olduğu düşünülse de Ankara, Antalya, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Edirne, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Manisa, Kayseri, Karaman, Kastamonu, Kilis, Kütahya, Muğla, Niğde, Şanlıurfa ve Tokat gibi birçok yerde Mevlevihane bulunmaktadır. Bunlardan bazıları müzeye dönüştürülmüştür, bazıları cami olarak kullanılmaktadır, bazıları ise hala mevlevihane görevindedir.

İzmir Alsancak’da Folkart Vega’nın basın davetinin ardından kiraladığım bisiklet antremanından ertesi hafta, Küresel dünyanın en önemli başkentlerinden birinde, Londra’da, hemen her yerine bisikletle gittim. Yılmaz Murat Bilican’ın yazısından yola çıkarak Londra’nın bir büyükşehir olarak ulaşımda neleri başardığını, ne gibi sıkıntıları olduğunu biraz olsun anlama şansı bende buldum.

BİSİKLET KİRALAMAK LONDRA’DA ÇOK KOLAY AMA

Satander Cycles adındaki bisiklet kiralama istasyonlardan bisiklet kiralamak Londra’da çok kolay. Bunun için bir karta ihtiyacınız var. Bu uyarıda bisiklet kiralayabilmek için 18 yaşında olmanız ve bisiklete binmek içinde en az 14 yaşında olmanız gerektiği yazıyor. Dikkat edin ben gibi London of Tower’a da gideyim derseniz,  saat başına yaklaşık, 2 pound şarj ediyor. Fazla tutarı , kredi kartı ektresinde görünce biran şok oldum.

Bisiklet kazalarını ve bisikletli ölümlerini bitirmek için kamyonculara ve belediye otobüsü şoförlerine eğitim verilen şehirde dolaşmak durumunda kalan kamyonlar için, trafikte bisikletlileri daha kolay fark edebilmeleri için özel kamyon tasarımları geliştirilmiş. Bütün kırmızı ışıklarda, bisikletlere en öne geçme ve orada beklemeleri için işaretleme yapılmış. Kent merkezine özel otomobillerin daha az girmesi için bir çok caydırıcı önlemler alınmış, böylece toplu taşıma araçları ve bisikletler biraz daha rahatlatılmış.

Şehir merkezinde polisin bisikletle kasksız gezilmesine izin vermediği Londra’da, özellikle de merkezi yerlerde trafik , çoğu zaman tıkanma derecesinde yavaşlasada, Bisiklet bu sıkışıklıkta en hızlı araçtı.

Hem İzmir olsun, hem cam kenarı olsun diyenlerden misiniz? Geçtigimiz haftasonu “Red Bull ” davetlisi olarak  kiminin sevdiği, kiminin sövdüğü  İzmir’e  gittim. Memleketinde “doğduğun yer mi, doyduğun yer mi?” sorusunun cevabını sizlere bırakarak, ziyaretimin sebebi ise “Red Bull BC One Cypher Türkiye” yarışmasının en iyisini görmek.

Yılmadan çalışan genç ve yetenekli dansçıların hedefiydi: “Ülkenin en iyisi unvanını kazanmak.” Sahneye çıkan herkes çok iyiydi ama yetenekli yarışmacı “B-boy Jester Khan”beşinci yılında da zirvedeki yarışını kimseye kaptırmadı.  Rakiplerini tek tek eleyerek finale çıkan “dansçı” İsviçre’de ülkemizi temsil edecek.

jester-khan

Jüri koltuğunda kimler vardı derseniz?  Ellerinin üstünde adeta yürüyecek kadar yetenekli jüri koltuğunda,  Red Bull BC One All Stars ekibinden B-boy Pelezinho, Red Bull BC One dünya şampiyonu B-boy Mounir ve geçmiş yıllarda Red Bull BC One sahnesinde ülke birinciliği kazanmış olan TooMuchUnderground ekibinden G|HT oturuyordu. Turntable’ların başında ise oldskool bir efsane DJ Renegade vardı.

MUTLAKA İZMİR’DE YAPILACAK 3 ÖNEMLİ ŞEY

Konak Saat Kulesi İzmir’in simgesi haline gelmiş bulunduğu bölgeyle aynı ismi taşıyan tarihi eser niteliğindeki kuledir.  İzmir ziyaretleri sırasında görülmeden gidilmemesi gereken yerlerden biridir.

172772,saat-kulesi

Etrafında uçuşan kuşlara yem atabilir bir bankta oturup güneşin batışını seyredebilirsiniz. Özellikle akşam saatleri sırasında semanın karanlığını delip gökyüzünün rengarenk oluşunu görmeniz gerektiğine inanıyoruz. Saatin kurulma nedeni eskiden saatlerin pahalı olmasıdır. 1901 yılında Raymonf Charles Pere adlı mimara yaptırılmıştır. Kule 25 metre uzunluğundadır. Kulede bulunan saat, Alman imparatoru II Wilhelm’in Osmanlı Devletine bir hediyesidir. Saat çalıştırıldığı günden bu yana sadece bir kere durdurulmuştur.

İZMİR KORDON BOYU … 

kordon05

Sakin bir Pazar sabahı gününüze renk katmaya ne dersiniz ? Ailenizle güzel bir sahil yürüyüşünün ardından dışarıda kahvaltı güzel olabilirdi.  Çocuklarınızla çimlerde top oynamak, çimlere uzanıp  güneş ve denizin tadını çıkarmak, eşinizle yakamozu seyretmek için tercih edilecek en iyi yer.Kordon boyu… Akşam yemeği için tercih ettiğimiz mekan ise Yengeç  Restaurantı tavsiye edebiliriz…

İZMİR’DE EN GÜZEL KAHVALTI; BOYOZ

İzmir de yaşayanlar İzmir’e gelenler ve İzmirden bir tanıdığı olanların bildiği bir tat.

Paket yapılıp il dışına hatta yurt dışına gittiği söyleniyor. Marketlerde donmuş hali satılıyormuş ama almaya cesaret edemedim. Yağlı ve çıtır boyoz kahvaltıda haşlanmış yumurtayla tavsiye edilsede, yumurta sevmeyenler içinse eritilmiş çikolatayla birlikte yenebilir.

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİ UNUTULMADI

18 Mart İzmir – İstanbul dönüş seferinde “Çanakkale geçilmez”  diyerek Mustafa Kemal Atatürk’e ve Çanakkale Şehitleri için yapılan anons  THY yolcuları tarafından beğeni topladı.

MSC Cruises firmasının davetlisi olarak Fransa’nın Le Havre liman kentinde suya indirilen ve Avrupalı en büyük cruise gemisi olan Akdenizli MSC Meraviglia’da cruise gemi turuna dair çok sayıda detayı deneyimleme fırsatı yaşadım. MSC şirketlerinin yeni gemisi MSC Meraviglia’nın büyük töreni için inanılmaz hazırlık yapılmış, dünyanın dört yanından gelen seçkin davetliler, basın, acente sahipleri davet edilmişti.

GEMİYİ KEŞFETMEYE 3 SAAT YETMİYOR

MSC gemilerinin isim annesi 92 yaşındaki “Sophia Loren” dolgun fiziğiyle hálá hoş. Geminin açılışı yaptıktan sonra gökten milyonlarca konfeti sağanağı başlıyor ki anlatamam. Tüm restoran ve barlar konukları ağırlıyor. Her köşesi lüks ve ihtişam olan gemide ne ararsanız var. 20 bar, 6 farklı restoran, SPA banyosu, basketbol, tenis, beş delikli mini golf, iki yüzme havuzu, aerobik ve cimnastik salonlarını gezmek için 3 saat yetmiyor.

CRUİSE GEMİ TURU ÇOCUKLU AİLELER İÇİN İDEAL Mİ?

Ebeveynlerin çocuk tasası oyun salonlarıyla ortadan kaldırılmış. Çocuklu birçok aile cruise gemi turunun ideal bir tatil biçimi olup olmadığını merak eder. Cruise gemiler bünyesinde bulunan çocuk oyun alanları, çocuklu ailelerin yükünü hafifletmekle kalmıyor ve ayrıca çocukların uzman bakıcılar eşliğinde yaş grupları ve ilgi alanlarına göre keyifli ve kaliteli bir zaman geçirme imkanı sunuyor.

CRUİSE GEMİ TURU GÜVENLİ Mİ?

Kusursuz güvenlikte olan Cruise gemileri yeni teknolojiyle yapılmış. Cruise geminin kalkacağı limana girmeden önce kimlik, pasaport, rezervasyon, ileri güvenlik kontrolleri ve taramaları gerçekleştiriliyor. Ardından check in işleminde gemide konaklayacağınız odanın kartı ve bileklik veriliyor. Yolcuların bu kartı gemiye her girişlerinde göstermesi isteniyor. Ayrıca kart yerine alternatif olarak gemi içinde verilen bileklikler, eklenen gsp’le “çocuğunuzun nerde” olduğunu uygulamalarla takip etmek mümkün.

CRUİSE GEMİ TURUNDA YANIMIZA NELER ALMALIYIZ?

Cruise gemi turunun rotasına bağlı olarak bavulumuza seyahat süresince rahat edebileceğimiz kıyafetler, güneş kremi, bir hırka ya da ceket ve özel akşam yemekleri için takım elbise ve abiye kıyafetler koyabiliriz.

Benim için Valencia’dan başlayan İspanya, sizin için nerden başlar?

Birbirinden farklı çizebileceğiniz rotada, bir haftadan fazla kalacaksanız eğer ‘Endülüs / Andalusia’ mutlaka rotanız dahilinde olsun. Çoğunluğun ingilizce bilmediği İspanya turunda genelde tüm adres tarifleri “Directo” kelimesiyle oldu. Çok da ucuz olmayan, zamanın size kalmasıyla trenle ulaşım en iyi alternatifler arasında.  Daha önceleri sadece benim için Barselona’dan ibaret olan  İspanya’da yaptığımız Endülüs turunda  fikrim tamamen değişti.

İber Yarımadası’nda daha önce Arapların yönetimi altında bulunan Endülüs’te,  İspanyolca Mudéjar mimarisinde ,  görülmeye değer saraylar, iç avlulu evler, Yahudi mahalleleri, gezerken kendinizi kaybettiğiniz Santa Cruz sokakları herkese bamb’AŞK’a bir duygu yaşatabilir.

Ayrıca Avrupa’nın gurme şehirlerine sahip ülkede, her damak tadına uygun lezzetler var.

 MÜSLÜMANLARIN VEDASI Mutlaka Endülüs’te  Yapılması Gerekenler:

  • Endülüs’ün Kalbi : Sevilla‘da Flamenko gecesini seyredin! El Patio Sevillalano 40 Euro’dan baslayan show icin izleyeceginiz fiyatlar arasinda.
  • Futbol, boğa güreşi ve paella için Valencia’yı tercih edin!
  • Saraylar için biletlerinizi internetten alırsanız daha uygun! Elhamra Sarayi icin: www.alhambratickets.com adresinden 8 Euro’luk bilet temin edebilirsiniz.
  • Grana’da da Albaicin  ve Sacromonte mahallerini görüp, Elhamra Sarayı’na uzaktan bakın! ELHAMRA Sarayı’nı görmeden dönmeyin!
  • Picasso’nun şehri: Malaga’da Müzesini mutlaka görün!  Picasso’nun Malaga doğumlu olduğunu hatırlamak lazım.
  • Eskiden arap şehri Granada endülüs emevi devletinin başkenti, aynı zamanda.
    Yahya Kemal‘e endülüste raks şiirini yazdırtan şehir Granada’dan “şal” almayı ihmal etmeyin!
  • * Cordoba’da ise, Katedrale çevrilmiş olan fakat büyük oranda sağlam kalmış olan Emevi Mezquita Camisi, caminin yakınındaki Eski Şehrin Sokakları ve özellikle bir müslüman mirası olan avluları (Patio’lar) ile şehrin dışındaki Medinet’ul Zahra Sarayı görülmelidir.
  • Malaga’da Ronda ve Marbella için zaman ayrın!
  • Yolunuz Madrid‘e düşücekse Antik Kent TOLEDO’yu mutlaka gezin!
  • Sevilla’da krallara layık yemek  için : ‘Robles Placentines‘ tercihiniz arasında olsun.
    Malaga’da Tapas için El Pimpi Restaurant.
  • Churro içinse:  Sevilla’da santa catalina, Madrid’de San Gines’i tercih edebilirsiniz.
  • Hamam kültürünü sevenlerdenseniz vaktiniz de varsa, Malaga ve Granada’da
    görülmeye değer Hamamlarında Banyo ve Rahatlatıcı Masaj mutlaka yaptırın.

 

 

 

Geçtiğimiz ay  Stockholm’dan Viking Line adlı firmanın dev gemisiyle Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de 1 gun kalarak Baltık Ülkelerinin 3 Güzeli:  Estonya’nın baskenti Talin’den Riga’ya Vilnus’a gittim. Bayram tatilinizi nasıl değerlendirirsiniz bilemiyoruz ama işte sizin için bir öneri: Yaşayan müze: Tallinn Rocca Al Mare Açık Hava Müzesi’yle başlayalım o halde.

YAŞAYAN MÜZE: ESTONYA AÇIK HAVA MÜZESİ

Bir ülke ziyaretinde en önemli amaç, o ülkenin tarihine ve kültürüne dokunabilmek. Yöresel kıyafetleriyle de Yaşayan Müze diyerekte adlandıralan Estonya Açık Hava Müzesi’ne gemi terminalinde bulunan Talin’in meşur beyaz taksileriyle gittik.  Açık Hava Müzesi’nde 12 tane çiftlik, yel ve su değirmenleri, kilise, yangın istasyonu, taverna ve okul var. Müzeyi ziyaret ettiğinizde, Estonya halkının eski kırsal yaşamına dair fikir edinme şansı buluyorsunuz.

Talinde gezilecek yer başka neresi derseniz :

Raekoda – Belediye Binası / Town Hall
Raeapteek – Belediye Binası Eczanesi / Town Hall Pharmacy
Katariina Käik – Katerina Pasajı / St. Cathrine’s Passage
Dominik Manastırı / Dominican Monastery
Talin Şehir Müzesi / Tallinn City Museum
Kutsal Ruh Kilisesi / Holy Spirit Church
Toomkirik – Bakire Meryem Katedrali / The Cathedral of Saint Mary the Virgin
Kiek In De Kök – Topçu Kulesi / Artillery Tower

‘RİGA’  MİMARLAR İÇİN VAHA BİR ŞEHİR

vilnius-156334

Baltık bölgesinin bir diğer ülkesi ise Letonya’dır. Letonya deyince de elbette akla ilk gelen kent ülkenin güzel başkenti Riga’dır. Peki Riga’da nereleri görmeli, neler yapmalı?

Belediye Meydanı’ndan (Ratslaukums)  Aziz Peter , Riga St Peter’s Church asansörle kilisenin tepesine çıkıp Daugava Nehri’nden Baltık Denizi’ne manzarası mutlaka görülmeli.  Şehir mimarlar için bir vaha. Jugendstil de dedikleri Art Nouveau yapı tarihe meydan okurcasına tüm Riga’yı süslüyor.
Liv Meydanı’na geldiğinizde şu anda konser salonu olarak kullanılan, Büyük Lonca ve hemen yanında Küçük Lonca binalarını göreceksiniz.
Eski şehirdeki Üç Biraderler en eskisi 15.yy’dan kalma eski Riga evlerinin en güzel örneklerinden Talin’den yaklaşık 5 saat.

KEHRİBAHAR – AMBER ALMADAN DÖNMEYECEĞİNİZ YER

Vilnius_senamiestis

Dilencisi de olan küçük kendi halinde yaşayan bir şehir. Vilnius’ta 1200’den fazla Ortaçağ dönemine ait yapı ve 48 adet büyük kilise bulunuyor. Riga’dan ister tren, ister otobusle Vilnius yaklaşık 5 saat.

Neris nehri kenarında 1323 yılında kurulan Vilnius şehrinde görülecek yerler Katedral Meydanı, Gediminas Kulesi, Gediminas Heykeli, Şafak Kapıları, St Peter ve St Paul Kilisesi, Amber galerisi ise mutlaka görülecek yerler arasında ilk sırada yerini alıyor.

 

 

Hangisi? Portekizcesi Lisboa olan, lakin “lişbuua” diye okunan şehirin ‘Porto’ ile benzerlikleri İstanbul ile İzmir gibi. Lizbon için 3 gün, Sintra-Cascais-Cabo da Roca turu için 1 günden biraz fazla, Porto için 2 gün, Porto’dan Braga bir gün kalarak  baharı da güzelce karşılayabilirsiniz.

Portekiz’e gidecek olanlar için birkaç tatlı önerimiz var: ilk tavsiyemizse yükünüz hafif enerjiniz ise yüksek olsun.

EN ÜNLÜ PORTEKİZ TATLISI?

Gerçekten çok lezzetli! Pastel de Nata: Yumurtalı muhallebili turtanın en güzel servisi, kalıp hamurda sıcak yapılır. Fırından çıkar çıkmaz üzerine tarçın ve pudra şekeri serpiliyor.

Ye – iç – gez olarak adlandırılan Portekiz’e her gidenin denediği en bilenen tatlısı Nata’yı Lizbon’da 15 no’lu tramla gidebileceginiz en meşur pastanesi Pasteis de Belem’de ve ayrıca yolunuz Sintra’ya düşerse de cafe A Piriquita‘da muhteşem tatlılarından casa do preto‘yu mutlaka yemenizini öneririm.

ŞEHRİN EN TURİSTLİK MEKANLARI

Porto’da Majestic Café ile Lizbon’da  ise Cafe A Brasileria – Confeteria Nacional (1829) –    Pastelaria Suiça (1922) –    Nicola (1787) –    Casa Brasileira şehrin en turistlik mekanları arasında yerini alıyor.

ŞEHİRDE ULAŞIM?

Şehiri doya doya da gezmek için ideal olan Lisboa Card ya da tüm toplu taşımalarda geçerli olan 2 günlük kart almak daha akıllıca çünkü tek yön gidiş ücreti: 2.8€.

Porto’yu en az 1 gün, en turistlik hattı olan Lizbon’u 15 – 28 numaralı tramlarla gezmek muhteşem.

Havaalanlarına ulaşım metroyla da yapılabiliyor. Lizbon’da Sao Sebastiao’dan aktarma yaparak  metro ile maksimum 45-50 dakika.


FADO NEREDE DİNLENİR?

Nam-ı diğer Portekiz’ türküsü. Fado nerede dinlenir diyecek olursanız Lizbon’da 28 no tramla en turistlik hatla birlikte gideceğiniz Clube De Fado’ya sabahtan rezervasyon yaptırmanızı ve gitmeden http://www.clube-de-fado.com/ Fado nedir diye merak edenler için, bakmanızı öneririm.

BACALHAU PİŞİRMENİN 365 YOLU VAR!

Ne yenmeli derseniz: Bir Portekiz restoranına sadece bir kez baktığınızda, hemen Portekizlilerin “bacalhau”yu (tuzlanmış ve kurutulmuş marina balığı) çok sevdiklerini anlayacaksınız. Portekizliler; yılın her gününe bir bacalhau reçetesi için, olduğunu söylüyorlar!

Porto’nun Nam-ı diğer Eyfel’i: Louis Bridge

 

Baarle-Nassau ve Baarle-Hertog; Hollanda ve Belçika arasında sınırında, Baarle kasabasında bulunan iki yerleşim yeridir. Baarle-Nassau Hollanda’nın güneyinde bulunan Kuzey Brabant eyaletinde yer alırken, Baarle-Hertog ise Belçika’nın Antwerp şehrinde yer almaktadır.

Bu iki yerleşim yerinin arasında yer alan Hollanda-Belçika sınırı ülkemizin sınırlarını düşündüğümüzde oldukça sıradışı ve bir o kadar da eğlenceli yerleşim yerlerine sahip.

Böyle bir fotoğraf çektirmek kaç kişiye nasip olabilir ki?

baarle1

Screenshot_13

Screenshot_12

baarleC

IMG_2402-2-683x1024

Screenshot_5 Screenshot_6 Screenshot_7 Screenshot_8 Screenshot_2Screenshot_9

324797968_95158e1e7f_o

Destinasyonunuz  eğer  yeni nesilin Karaköy’ünden izler taşıyan, sokakları graffitilerle süslenmeye başlayan, gezdiğiniz mekan tarihi dokusuyla, cumbalı evleriyle, filmlere platoluk yapmış mekanlarıyla ünlü ‘Balat’  turist hissi yaşatıyor şehri gezmeye gelen.

Şehri bir turist gibi gezmek

Fener ve Ayvansaray arasında Haliç’in güney kıyısında yer alan Balat, adını Blachernae Sarayı’na olan yakınlığından ötürü Yunanca bir kelime olan “palation”un (saray) zaman içinde değişmesiyle almış.  Yıllarca Yahudisi, Müslümanı, Rumu, Ermenisi hep beraber yaşayıp, aynı okullara gidip  Ramazan Bayramı’nda şeker yiyen Balatlılar,  adeta geçmişin izlerini yüzünüze vuruyor.

Okul Camları ve Tel Kafesler …

Fener Rum Erkek Lisesi’ne dikkatli bakınca pencerelere yapılan tel kafeslerin cevabını bulmayan turistlerin, manzarasıyla gözlerini parlattığı lise pazar günleri ise kapalı.

Sosyal medyanın etkisiyle mi büyümeye başladı bilinmez ama dekorlarını seveceğiniz kafeler, kafelerin yanında bulunan antikacılar sizlere fotograf çekme heyecanıyla beraber güzel bir yaşatacağına emin olabilirsiniz.  Ayrıca vintage parça alma keyfini seven yerli – yabancı tursitlerin antikacılarda açık arttırma (Sat | Al – Kurtul) heyecanına katılması yeterli.

 

2016`da tatil günleri bol olduğuna göre Avusturya`nın Salzburg şehrine yakın asıl ününü Çinliler’e borçlu olan ‘Hallstatt’ kasabasını anlatmadan olur mu hiç?

Kasabanın İlginç Hikayesi

Küçük Alp kasabası olan ‘Hallstatt’  Çin`in en büyük metal şirketi  tarafından 2011 yılında  birebir kopyasını  inşa edeceğini duyurunca, dünya gündemine gelmişti. Aradan bir yıl geçti ve Çin`in güneyinde kurulan Hallstatt`ın replikası kapılarını ziyaretçilere açmıştı. Avusturya’nın İncisi olan bu kasabanın  sahtesini de Çin`de görmeniz mümkün!

“Avusturya’nın İncisi”

Avrupa`nın ben gibi kökünü kuruttuğunuzu düşünmeye başladığınız bugünlerde ‘Hallstatt’   farklı tatil rotası arayanlar için harika bir alternatif.  Gölün sakinliği ve dağların heybeti arasında kalan  kasaba ‘UNESCO’ mirası listesinde 1997 yılından beri yer alıyor.  Kasabanın bir ucundan diğer ucunu gezmek 1,5 saat içinde  yürüyerek mümkün.

Her mevsimi ayrı güzellikte olan bu sevimli yere gitmek için Salzburg`tan tren veya otobüsle geçmek en iyi alternatif.

Ününü Çinlere borçlu olan  kasabaya ait kareler :

 

fft20_mf3105921

fft20_mf3105922

fft20_mf3105924

fft20_mf3105925

fft20_mf3105927

fft20_mf3105928

fft20_mf3105929

Screenshot_1

Screenshot_12

Screenshot_13

Screenshot_14

Screenshot_15

Screenshot_16

Screenshot_17

Screenshot_18